#Gün, #Güneş, #küy, #küñ, #kömür, #köz, #kor
#Göynük, #göynümek, #küyünmek, #küyünüş
#Ülgen
A. Güneş/Kuyaş
Güneş sözün Türk Dillerinde varlığı şöyle:
güneş/gün – (Azer)
kuyaş/gün – (Uygur)
kuyåş – (Özbek)
koyaş – (Bşk., TatK)
kün – (Kzk., Kırg., Özb., Uyg.)
Örneğin küyüü Kırgızca ağzında yanmak anlamında olup Eski Türkçedeki *küñ/küy köküne dayanıyor.
küñ- : yanmak, ateş almak ( Clauson: 726 )
–> Bu kökten kömür, köz ve kor (bu yazının 2. bölüm) sözcükleri türer.
küñür- / küñdür: yakmak
küñük : yanık, yanmış ( Clauson: 755 )
Clauson bu kökün değişik yörelerdeki yansımasını bildiriyor.
Örneğin:
Güyük – (Kumukça )
göynük ( yanık, güneşte yanmış, mec. acısı olan ) – (Halk Dili)
köynük – (Trkm)
küyük – (Çağ)
küynük – (Kıpçak)
Günümüz sözlüklerinde halk dilinde geçen göynük, göynümek girişleri bulunur:
göynük
- yanık
- güneşte yanmış
- ateş karşısında kalarak renk değiştirmiş, hafif sararmış (kumaş)
- (yemiş için) iyice olgun
- orman yakılarak açılan tarla
- bedende, çarpmadan oluşan iz, morluk
- mec. acısı olan, içi yanık, üzüntülü
göynümek
- (kumaş için) ateş karşısında kalarak hafifçe sararmak, renk değiştirmek
- mec. (insan) yanacak derecede ısınmak
- (meyve) toplandığı zaman sert iken durarak olgunlaşmak, yumuşamak, çürümek
- mec. üzüntüden ağlar duruma gelmek, bir acıyla yanmak, çok üzülmek, içlenmek, dertlenmek, kederlenmek
Örnek kullanım:
- (Korkutname, S.546)
Soylu Oğuz eline kara haber yetişti
Gönülleri göyündü, yürekleri tutuştu.
- (Korkutname, S.101)
Ben de iki kardeşimin öcünü alacağım
Gece gündüz bu dertlerle içim, dışım göyünür
Clauson Eski Türkçe dilinde ‘küy’ kökünün kullanıldığı bir söylemi de aktarıyor:
er otuɳ küyürdı – adam odun yaktı
*küñ/küy köküne yakın :
kük : küg – üzüntü, sıkıntı, acı;
[Clauson, EDPTCT, S. 710]
Kükmek/kükmen
kügmek/kügmen
kükmek er – kıyın koşullar altında acılarlan denenmiş kişi
[Clauson, EDPTCT, S. 712]
küyde – ocak
[Clauson, EDPTCT, S. 755]
Uygur Türkçesi Sözlüğüne baktığımızda göyünmek ve göynük küyünmek ve küyük olarak karşımıza çıkmaları üzere şu türevler bulunur:
küyük/köyük – yanık, yanma
küyümchan/köyümchan – seven, acıyan
küyümchanliq/köyümchanliq – acıma, özeniş, şefkat
küyünde – yanmış ağaç.
küyünmek/köyünmek – acımak, sevmek, merhamet etmek.
küyünüsh/köyünüsh – acıma, sevme, merhamet.
küyüsh/köyüsh – yanma, acıma, sevme
körük – Demirci körüğü
köyek – körük
köyenchi – Demirci
[Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü, Yaz: Emir Necipoviç Necip, Çev: Dr. İklik Kurban, 2016 YUTS]
Örnek söylem:
Kömürning küyüshi yaxshi – Kömürün yanması iyi
Körük sözü Eski Türkçe kö:y- ‘yanmak’ kökünden gelir.
kö:ydür – ‘yakmak’
kö:yük – ‘yanmış’
[Tuncer Gülensoy, TTTSKBS 1, S. 557]
B. Kor/Çok/Chogh
Kor Eski Türkçe *küñ köküne dayanıyor.
kor – iyice yanarak ateş durumuna gelmiş kömür veya odun parçası
Kor < k[ö,ü][ñ,y]
~ OT köz [ r > z değişimi ]
gör – (Trkm)
kör – (Gag.)
kor – (Kırg., Özbek)
kos – (Alt. , Tel. , Şor)
koz – (K.Klp)
kuz – (Bşk. , TatK. )
çoğ – (Uyg.)
çok – (Kırg.)
şok – (Kzk.)
[Tuncer Gülensoy, TTTSKBS 1, S. 541]
köz – ‘Küçük kor parçası’ [ < *kö: – yanmak + z ]
Eski Türkçe:
köy – yanmak
[Tuncer Gülensoy, TTTSKBS 1, S. 561]
Eski Uygur Türkçesi Sözlüğünde [A. Caferoğlu, 1968] *çoġ kökenli sözler:
çokramak – kaynamak, galeyana gelmek
çokratmak – kaynatmak
çokurdamak – pişirmek, kaynatmak
çoġ – kor, köz, ateş, ziya, alev, parlaklık
–> ‘chogh’ yazılışıyla Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğünde geçen bir söz
çoġlanmak – parlanmak
çoġluġ – ateşli, ziyalı, korlu, nurlu, görkemli
Clauson’un “An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish” adlı yapıtında geçen *çoġ kökenli sözler:
çokramak – kaynamak, haşlanmak
çokratmak – kaynatmak
çog – sıcaklık, hararet
çoglanmak – alevlenmek
çavlamak – kaynamak
Bununla ilgili birçok deyimlerin arasında Kırgızcada :
çok baskanday sekir
- kora basmış gibi zıplamak
- bir çeşit kötü haber, ağır söz işitince veya aniden, beklenmedik bir şeyi gördüğünde çok korkmak, irkilmek
bulunur.
C. Küygekçi Ülgen
Kara Han’dan sonra en büyük tanrı olarak anılan Ülgen iyiliğin, küyünüşün (merhamet), gücün, alçak gönüllülüğünün, bolluğun ve verimli yağmurun tanrısıdır.
Altay Türkleri ona
Ak Ayas – Ak Işık,
Ayas Kaan – Aydınlığın Hakanı,
Küŋürtçı – Fırtına koparan
Yalgınçı – Şimşek çaktıran
ve
Küygekçi – Yakıcı
diye ötünürmüş.
Ülgen güneş, ay ve gökyüzünü ortaya koymakla birlikte ateşin de yaratıcısıdır.
Altaylılar şöyle yakarırdı:
Üç odıŋdı küydürüp pergen Üç ateşi yakıp veren
Üç oçogıŋdı kadap pergen Üç sacayağını dikip veren
Adam Ülgen! Atam Ülgen!
[Altay Şamanlığına ait materyaller; A.V. Anohin(1924); Çev. Dr. Zekeriya Karadavut/Jannet Meyermanova; Konya 2006; ]
Bu köğüklerin ilk ikilisi ‘Üç’ sözüyle başlaması üzerinde odaklanmaya değer, çünkü ‘Üç’ sayısı burada kutsallığı simgeliyor. İki sayısı düalizm denilen karşıtlı nitelikleri içinde barındırırken, üç sayısı yaratıcının, doğa gücünün ve bolluğun sayısıdır.
Üç odu küydüren Ülgen aslında o anda gökyüzünü, yeri ver yeraltını kapsayan kutsal ateşi yakıyor. Bu da evrene yaşam veriyor demektir.
- kök kalık teg uçsuz tüpsüz – gök gibi uçsuz bucaksız - Şubat 27, 2023
- AĞAÇ SU GİBİDIR - Ocak 12, 2023
- TÜRKÇENİN GERÇEĞİ - Ocak 2, 2023