Türk dillerinde dilmaç ya da tilmaç değişkeleriyle kullanılan sözümüz Orta Çağlarda Türk boyu olan Peçeneklerin ağızından Slav dillerine, Macarcaya ve sonradan Almancaya geçti.
Almanca : daha önceleri Tolmetsch
ve ardından Dolmetscher
Rusça : толмач ( bugün çok az kullanılsa da),
Çekçe : tlumoč
Macarca: tolmács
Slovence/Sırpça : tolmač
Lehçe: tłumacz
Makedonca: толкувач,
gibi bazı Avrupa dillerince ödünç alınmıştır.
[ J. Nemeth, ZUR GESCHICHTE DES WORTES tolmács ‘DOLMETSCHER’, Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae, Vol. 8, No. 1 (1958), pp. 1-8 (8 pages) ]
Peçenek Türkleri
Peçenekler veya Beçenekler, Göktürk Devleti‘nin sona ermesinden sonra ana yurtları olan Batı Sibirya‘dan, Ural Dağları ve Yenisey Nehri arası bölgeden, köklü şekilde yerleşip kendilerine yurt ettikleri Koban bölgesine göç edip yerleşmişlerdir. Oradan Kafkaslara, (Hazar ve Karadeniz arasındaki bölgeye) ve Doğu Avrupa Bölgelerine akınlar ve etkileri olmuştur.
1071 yılındaki Malazgirt Meydan Muharebesinde Büyük Selçuklu Devletine karşı Bizansın yanında yer almışlardır. Sonradan Büyük Selçuklulardan yana olan Peçenekler, Büyük Selçukluların bu savaşı kazanmalarında büyük bir katkıda bulunmuşlardır.
Daha sonra çoğunluğunun Hıristiyanlığa geçtiği ve Avrupa halkları arasında eriyerek yok oldukları ileri sürülür.
Bugün peçeneklerin var olduklarının izleri yerleşimlerin adlarında kalmıştır.
Ukrayna’da : Pechenaya, Pechenegi, Pechenizhyn, Pechenezhskiy, Pechenki, Pechenya, Pechenyugi ile Pechenyy adlı sekiz yer,
Türkiye’de : Peçene ve Peçenek adlı yedi yer,
Macaristan’da : Besenyőtanya, Besenyőtelek, Besenyőd, Besnyő, Besnyőmajor ile Szirmabesenyő birlikte altı yer,
Slovakya’da : Bešeňov, Bešeňová, Pečeňady, Pečeňany ile Pečenice birliktebeş yer,
Rusya’da Pechenegi ile Pecheniki birlikte iki yer,
Romanya’da Pecinişca ile Pecineaga birlikte iki yer .
Son olarak Moldova Cumhuriyeti’nde Peceştea adlı bir yer.
Ayrıca Avusturya’da (1921’e kadar Macaristan’a ait olan Burgenland’da) Pöttsching’de bir Pecheneg yerleşimine kadar uzanan bir yer var.
Becene/Peçenek etnonimin anlamı
Eski kaynaklara göre peçenek etnonimin anlamı “Her işte sıkı kalan. İyi gayret eder. Becerikli”
[Bk: Oğuz Kağan Destanı, Necati Demir]
Alman Türkolog Bang’a göre beçenek bacanak sözünden evrildi.
Bunu olanaksız gören Ahmet B. Ercilasun şöyle diyor:
»Beçenek için kaynakların verdiği “gayret eden” anlamıyla bir hısımlık ismi olan bacanak arasında semantik bir bağlantı kurmak imkânsızdır ..«
Başka bir çözüm metatezde bulunur:
»Tarama Sözlüğü’nde çapınmak “hızlı hareket etmek, atılmak, saldırmak, süratle koşmak anlamındadır. Bu fiilden çok bilinen -ak ekiyle *çapınak “hızlı hareket eden, süratle koşan” adı yapılabilir ve göçüşme sonuncu söz paçınak hâline dönüşebilir. Gerçekten de “güçlük, çapraşıklılık” anlamındaki çaparızlık sözünün Tarama Sözlüğünde paçarızlık biçimi de vardır. »
[ A.Ercilasun, Oğuz Boy Adlarının Etimolojisi; Dil Araştırmaları Dergisi, Sayı: 3; 2008 ]
Peçeneklerde tulmač ~ talmač / tilmaç
tulmač ~ talmač Peçeneklerde önemli bir görevle yükümlü olan saygın kişilerdi. Bugünkü diş işleri bakanlara benzer bir düzeyde başka dil konuşan uluslar arasında iletişim kuruyorlardı.
G.Németh’in verdiği bilgiye göre tilmaç Altaylar’da tilbeç /tilbets/tilbeş; Kırgızlar’da tilmeç; Kazaklar’da tilmeş; Kazan Tatarları’nda tılmaç; Peçenekler’de tulmaç/talmaç olarak tanınır. Bu da ses uyumun yaygın yerde var olduğunu gösterir.
Peçeneklerde toplumsal kurumsallaşma daha derin boyutlar almadığından dolayı bir askeri seferden önce karmaşık diplomatik manevralara girişmezlerdi. Bozkırda ve topraklarının sınırlarındaki durumlar askeri hareketlerin daha ince gözlemlenmesini ya da bir işgal sırasında bilgi kaynağı veya rehber olarak hizmet edebilecek tutsakların alınmasını gerektirdiğinden çaşıtlık işlerine dilmaçlar devreye sokulurdu.
Bu bağlamda, Joseph Németh ve Karl H. Menges tarafından De administrando imperio‘da toplanan adların incelenme sonuçları burada çok yararlı görünmektedir. Bu araştırmacıların düzenledikleri artsürümsel yeni yapılandırmalarına göre ilk başlarda “tercüman, dragoman” anlamında olan tolmač/talmač olarak Macarca diline geçti.
Bunun başka bir izi bugün Macaristan’ın kuzeyinde Tolmács adlı kasabada bulunur.
Sözcüğün Türkçede ‘dil, konuşma’ anlamlarına gelen til‘den geldiği de öne sürülmüştür.
Buna ek olarak, bulgular Peçeneklerin arasında istihbarat eylemlerini yürütmesini bilen ve iyi beceren Talmat-Tolmač boyun geliştiği savına yol açmaktadır. Sanıldığına göre bir yürüyüş sırasında ön koruma olarak da görevlendirildiler. İzcilik ve gözlemci yoluyla elde edilen bilgiler hem askeri seferlerin hem de basit yağma baskınların başarılılığını belirlerken önem taşıyordu.
Bisans imparatorluğu hizmetinde çalışan bekçilerin adı toultmatsoi, talmatsion olduğu da belgelendi.
[ J. Nemeth, ZUR GESCHICHTE DES WORTES tolmács ‘DOLMETSCHER’, Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae, Vol. 8, No. 1 (1958), pp. 1-8 (8 pages) ]
10. yüzyılda Bizans İmparatoru Konstantin ‘İmparatorluğun yönetimi üzerinde‘ adlı eserinde Pacinakia‘nın sekiz ilini:
Erdim, Chur, Jula, Külbej, Karabaj, Tolmac, Kapan, Caban
Beylerin adlarını:
Bajca, Küel, Kerkutaj, Ina (Ipaosz?), Kajdum, Koszta, Jazi ve Bota
ve son olarak peçenek kaleleri saymaktadır:
Aspron (beyaz), Tun-kataj, Karakna kataj, Salma-kataj, Saka-kataj, Jaju-kataj, Banamuni, Tejgua.
Peçeneklerin bazı sözükleri :
ertim=asil, parlak,
baj=zengin,
bal-csár=savaş baltası, boka=boğa,
boró=gri,
bula=benekli,
burlik=kireçli,
yabdi=açık, parlak,
yazi=bozkır,
yaju=düşman,
jula=Gyula, – meşale
kapaja=boynuzlu geyik,
kara-mán=karanlık,
kataj=kale,
kulin=tay,
kurkut=korkulu,
kegen=kızgın,
küel=mavi;
külbej=haysiyet adı, Gyula’daki gibi,
küre=demircinin ateşi,
kücsüg=küçük oğlan,
ormán=orman,
pidlt=yazı,
szaka=tepe,
szalma=terk edilmiş,
szuru=gri,
tolmács=çevirmen,
tat=yabani,
temír=demir,
tivan=şahin,
kabuksin=huysuz,
kara bej= kara bey,
kara-köl=kara göl,
kopon=yaban domuzu,
csopon=çoban,
csúr/súr/=haysiyet adı
[ Bencze Mihály, Magyar-török testvériség (Macar Türk Kardeşliği); 2012]
Bu bilgilerle dilmaçlığın Türk Dünyası’nda gelişip Slavlar, Almanlar ve Türklerin kardeşleri olan Macarlar tarafından öğrenilip tarihi süreç içinde Türk Dilinden alıntılandığı kesinleşiyor.
- kök kalık teg uçsuz tüpsüz – gök gibi uçsuz bucaksız - Şubat 27, 2023
- AĞAÇ SU GİBİDIR - Ocak 12, 2023
- TÜRKÇENİN GERÇEĞİ - Ocak 2, 2023