TÜRKÇENİN GERÇEĞİ

Bu yazıda Türk Dilimizin ve atalarımızın inanç ile ilgili bize ne öğretebileceğini bulmaya çalışacağız.

İnanç sözcüğüne bakıyoruz.

İnanmak Eski Türkçede ınamak olarak geçiyordu. Güvenmek, dayanmak anlamında kullanılıyordu.

[Sir Gerard Clauson’un onüçünçü yüzyıl öncesi Türkçenin etimolojik sözlüğü, 1972, S. 188.]

Eski Uygur yazılarında inanmak yerine kertgünmek deniyordu.

Örnekler:

kertgünzün bu savağ     –             inansın bu sözlere

kul tenri:ke kertgündi    –             kul tanrıya inandı

[Clauson, S.739]

Kertgünç inanç demekti.

Bu sözcük eski Altay dillerindeki  söz, ad, tanık anlamlarını taşıyan gèrè köküne dayanıyor.

[Starostin, Dybo, Mudrak; Altay dillerin etimolojik sözlüğü, S. 541]

Altay dillerine bu kökün şöyle dağıldığını görüyoruz:

*gerbǖ                             (Tung)   – ad

*gere(-ɣe)                        (Moğ)   – tanık, anlaşma

*gẹr-tü                             (Tür)      – doğru, gerçek

*kǝ̀tǝ̀, *kǝ̀tǝ̀-pà              (Jpn)     – söz, konuşma

*kɨ́r, *kɨ́rwǝ́r                    (Kor)     – 1. şiir, çizilecek 2. mektup

Fince Dilinde kirja sözüne de yansıdı bu kök.

Kirja daha önce kirja, “oyma işaret/süsleme” yada “işlemeli bezeme” gibi bir anlama gelir.

kirja – kitap

kirjallinen – yazılı, kirjava – alacalı

kirjanen – kitapçık, kirjasin – yazı tipi, kirjasto – kütüphane, kirje – mektup, kirjo –  spektrum (renk aralığı)

kirjata – kaydetmek, kirjoittaa – yazmak

kirjonta – nakış

Bunlara göre örneğin Evenki dilinde gerbi ad demektir:

Sinngi-ve gerbi-ve mine-ve gu-kel            –             Senin adını bana söyle.

Ayrıca:

gärči (Orta Moğolca)                                 –             tanık

kértü (DLT)                                                   –             doğru, gerçek, sadık

Kirtü (DLT)                                                   –             Gerçeklik, doğruluk

kertgünmek (Kaşgarlı)                               –             inanmak, güvenmek

DLT’de ölmüş bir kimse için

    ol kirtü yérde ol                  –                o, gerçek yerdedir

dendiğini öğreniyoruz.

Kuzey Kafkasya‘da yaşayan Karaçaylar ve Balkarların konuştukları dil Kıpçak dillerine bağlı. Adı Karaçay-Malkarca, Karaçay-Balkarca ile Davluca olarak bilinen ağızda

kerti/kertici/kertda sözleri bulunur:

kerti (Karaçay-Malkarca)                           –             gerçek, hakikat, doğru

  • sözüne kerti bolmak                    –             sözüne sadık olmak
  • kertimi aytasa                               –             gerçek mi söylüyorsun
  • kerti duniya                                   –             öbür dünya, gerçek alem
  • kerti teñ kıyınlıkda tanılır            –             gerçek arkadaş çetin durumda belli olur
  • kerti cıltırar, ötürük kaltırar        –             gerçek parlar, yalan titrer

[Karaçay-Malkar Türkçesinden Türkiye Türkçesine Açıklamalı Büyük Sözlük Hazırlayan:Yılmaz Nevruz 1991]

kertici (Karaçay-Malkarca)                        –             gerçekçi, doğrucu, özü sözü bir olan, sözüne sadık olan

  • ilginçtir sözçü, tilçi dedikoducu olarak biliniyor

[Adilhan Adiloğlu; KARAÇAY-MALKAR TÜRKÇESİNDE İSİMDEN İSİM YAPIM EKLERİNİN GELİŞİMİ]

kertda (Karaçay-Malkarca)                       –             gerçekten

  • kertda alaymıdı                             –             gerçekten öylemiydi
  • kertda deyse                                 –             gayet tabii
  • Istampulğa ertdenbıla barıp iñirge kaytdım. -Kertda deyse uçak bıla!
    İstanbul’a sabah gidip akşama döndüm. -Gayet tabii uçakla. 

Karaçayların  ülkesi başkenti Nalçik olan Kabardin-Balkar Cumhuriyetidir.

Onların ağzında yazılan Küy-Ağıt (Sürgün) [Nalçık, 1998 ]:

Keçe da tüşümde men bir tüş körgenem              –            Gece uykumda bir düş gördüm

Bizge bir ḳıyınlıḳ cetedi                                            –             Bize bir felaket geliyor

Meni körgen tüşüm kerti ese anam                       –             Gördüğüm rüya gerçek ise annem

Ḳaraçay Kafkazdan ketedi                                        –             Karaçay Kafkasya’dan gidiyor

[János Sipos – Ufuk Tavkul KARAÇAY-MALKAR HALK ŞARKILARI MACAR HALK MÜZİĞİNİN İZİNDE KAFKASYA’YA BİR SEYAHAT]


SÖZ – gèrè > gerçek


Önceki bölümde gerçek sözün gèrè kökünden türediğini gördük.

Bu kök söz anlamını içerdiği için Türkçe dilinin bakış açısından gerçek adı altında topladığımız algıların tümü sözden geliyor demektir.

Biz, İnsanoğlu olarak, gerçeği kullandığımız sözlerlen kurabileceğimize inanıyoruz, aksine dilin hiçbir toplumsal değeri olmaz.

Her sözün anlamı olduğu sürece, her söze kertünüyoruz, bağlanıyoruz, beynimizde bir iz bırakıyoruz.

Kertgünmek “kertmek” fiilin edilgenlik eki olan -n ile Eski Türkçede önüne bir g/k-damgası sokuşturarak oluşur.

Bu gın/gin ekiyle adlardan sıfatlar türer. (bitkin/yorgun/sürgün/coşkun ..)

Bu bilgiler bizi kertgünmek, dolayısıyla da inanmak söczüklerin gizemine yaklaştırıyor.

Kertgünmek kişinin kendisinde kertik açmasıdır, içine, gönlüne birşey yazmasıdır.

İnanmak demek birşeyi unutmamak, birşeyi bilinçaltına yazmaktır.

İlkel çağlarda yazı ve sözler gerçekten taşa, ağaçlara kertilmiş. Bu yüzden kökenli bir bakış açısından kertmek yazmak demektir,

kertmek yazmak eylemini çağrıştırıyor.

  „Yakutlarda iki dost vedalaşırken birbirine sadakat yemini vermek için bir ağaç kerterler.“

[ Dr. Hasan İsi, MANİHEİST-BUDİST VE İSLAMÎ TÜRKÇE METİNLERDE kertkün-~kertgün- ~kirtgün- FİİLİ VE TÜREVLERİ ÜZERİNE, TURUK International Language, Literature and Folklore Researches Journal, 2019, Sayı 17]

Bu eski geleneklerdeki kertme eylemi de yemin etmek, inanmak anlamlarını taşıyor.

Bir atasözümüz şöyle:

  Yiğidin sözü, demirin kertiği

Yiğit adamın sözü demire atılmış çentik gibidir. Burada demirin sağlamlığı ve dayanıklılığı vurgulanmasıyla birlikte kişinin güvenilirliği de dile getiriliyor.

Mustafa Şimşek
Latest posts by Mustafa Şimşek (see all)

Yorum yapın